top of page

KARABÜK

İstanbullular’ın hafta sonu kaçamağı olarak tercih ettikleri Safranbolu, aslında Karabük’ün bir ilçesi. Her ne kadar ikisi arası mesafe 15 dakika civarında bile olsa merkeze kimse uğramıyor diyebiliriz. Tabii ki Safranbolu dururken burada çok da yapacak bir şey yok ama her zaman bir şehri tam gezmekten yanayız. Eylül ile yaptığımız Karabük-Kastamonu turunun Karabük merkezde geçirdiğimiz ilk gününde neler yaptık? Hadi bakalım!


Aslında Karabük, hepimizin aklına Karabük Demir Çelik Fabrikası ile kazınmış durumda. İstanbul’dan 4 buçuk saat süren yolculuğumuzda Karabük bizi bu devasa fabrikası ile karşılıyor. Temelleri 3 Nisan 1937'de Mustafa Kemal Atatürk'ün talimatı ile dönemin Başbakanı İsmet İnönü tarafından atılan Karabük Demir Çelik Fabrikası (Kardemir), ülkemizin ilk ağır sanayi fabrikası. Nedense ben böyle devasa boyutlarda üretim alanlarını görünce biraz ürperiyorum. Bacasından çıkan bembeyaz duman kimi korkutmaz ki!

KARABÜK DEMİR ÇELİK FABRİKASI

Fabrikadan sonra Araç Çayı’nı da geçince Karabük merkezdeyiz. Karabük’ün ruhunu hissetmek için birkaç saatlik turunuza Kemal Güneş Caddesi’nden başlayın. İstiklal Caddesi’nin Karabük versiyonu burası. 130 binlik nüfusa sahip merkezdeki bir caddenin bu kadar kalabalık olmasına şaşıracaksınız. Burada yapmanız gereken aktivite ise buranın susamsız simidinden tatmak. Susamsız simidin marka tescilini Rize aldığı için isyan etmiş olsalar da her şehrin hatta her ilçenin bile kendisine has simidi oluyor. Eminim ki küçücük de olsa bir fark vardır. Susamsız olduğunu görünce taş gibi kuru olduğunu düşünmüştüm ama gayet yumuşaktı.

KEMAL GÜNEŞ CADDESİ
KARABÜK SİMİDİ

Doğrusu Karabük oldukça küçük, eskiliğini koruyan bir şehir. Ara sokaklarına daldığınızda sanki geçmişe yolculuk yapmış gibi hissedeceksiniz. Eskilik ama tarihi eser anlamında değil tabii. Markaların eski tabelaları, eski kapı kolları, zilleri, camlı parmaklıklı balkonlar… Şehrin bu havasını hissetmek için tren garına kadar yürüyün derim.

TREN GARI

Karabük Saat Kulesi de şehrin merkezinde bulunuyor. Kardemir’in kuruluşunun 50. yılı anısına 1987’de açılışı yapılan saat kulesi çelik ve alüminyum kullanılarak yapılmış. Saat kulesinin bulunduğu tepeye kolay çıkmak için yapılmış yürüyen merdivenler ise tam bir görsel kirlilik olmuş.

Görsel kirliliğe doymadıysanız sizi “Karabük’ün Boğaz Köprüsü”nü de görmeye davet ediyorum. Şirinevler ve Yeşil Mahalleleri arası yaya bağlantısını sağlamak amacıyla yapılmış bu köprü boğaz köprülerinin küçültülmüş versiyonu. Ama altında boğaz değil de ana yol bulunuyor. Her yıl mezun olan binlerce mimarlık öğrencisi ne tasarlıyor çok merak ediyorum. Taklit yerine buraya özel ve insanların güzelliği için gelip görecekleri bir köprü yapmak bu kadar mı zor?

KARABÜK'ÜN BOĞAZ KÖPRÜSÜ

Eveeeet… Karabük yazısı ve turumuz bu kadar kısa. Gezimizin devamı Safranbolu yazısında!


bottom of page